Alman Türkoloğu Annemarie Von Gabain’e göre Çinliler çeşitli yönleri renklerle ifade ederlerdi. Çinlilerin sıralamasında doğu tarafının rengi yeşil (gök, bazen mavi) batınınki ak (beyaz); güneyinki kızıl (al-kırmızı); kuzeyinki kara ve merkezin rengi de sarıydı. Aynı kozmolojik görüşler Türk ve Moğol halkları tarafından da kullanılmaktaydı.
Hunlarda süvarilerin saldıracağı yön, bindikleri atın rengine göre belirlenirdi. Çin kaynaklarında şu bilgi yer almaktadır:
“Hun atlı birlikleri, Çin ordusunun çevresinde şöyle düzenlenerek yer almışlardı: Beyaz atların hepsi batı yönünde yer almışlardı. Mavi (yani kır) atlar ise doğuda sıralanmışlardı. Bütün siyah atlar kuzeyde; kırmızı (yâni doru veya al) atlar ise güneyde yer almışlardı”.
Türkler uzun zaman kara, ak, kızıl, yeşil ve sarıyı ana renkler olarak görmüşlerdir. Bu renklerden her birini dünyanın dört yönü ile merkezini ifade ediyordu. Buna göre merkez=sarı, doğu=yeşil (veya gök; gök rengi bazen yeşil, bazen de mavidir), batı=ak, güney=kızıl (kırmızı, al) ve kuzey=kara renklerle ifade edilmiştir.
Bazı görüşlere göre Akdeniz ve Karadeniz’e bu adların verilmesinde, Ak ve Kara renklerinin sembolik anlamı etkili olmuştur: Ak Deniz (batıdaki deniz) ve Kara Deniz (kuzeydeki deniz).
Bu konu ile ilgili olarak A. Von Gabain şu bilgileri vermektedir:
“Anadolu’nun bilinçli bir şekilde merkez olarak kabul edilmesi güneyde Kızıldeniz ve kuzeyde Karadeniz adlandırmalarına yol açıyor. Yalnız Türkler, Bulgarlar ve Yunanlılar batıdaki denize ‘Akdeniz’ adını vermektedir”.
Yine Gabain’e göre Batı Hunları’nın bir diğer adı Ak Hunlar olup, bunlara, batıda yaşadıkları için bu ad verilmiştir. Gazneli Mahmud da güneydeki Hindistan’a göre kuzeyin hükümdarlığını temsil ettiği için Kara-han unvanı ile anılmıştır.