I. yüzyıldan itibaren Roma’da kutlanan ‘Rosalia’ veya ‘Güller Bayramı’, sonraları bütün İtalya’ya yayılmış ve günümüze kadar varlığını devam ettirmiştir. Günümüzde ‘Güller Bayramı’ İtalya’da Paskalya Bayramı’nın Pazar gününde ‘Domenica Rosata’ adıyla kutlanır. İtalyanca’da ‘Domenica’ kelimesi, ‘Tanrı’ anlamına gelmektedir. Fakat, aynı zamanda, ‘Pazar’ gününün de adıdır. Zira, Hıristiyan inancına göre çarmıha gerilen Hz. İsa Pazar günü tekrar dirilmiştir. Bu yüzden, Pazar günü kutsal kabul edilmiş ve Hıristiyan inancına göre Teslis’in bir unsuru kabul edilen Hz. İsa’ya adanmıştır. İşte, günümüzde bu Domenica Rosata bayramı, ölüp yeniden dirilen Hz. İsa’nın anısına kutlanmaktadır.
Kırmızı gül, Hıristiyan mistisizminde, Hz. İsa’nın çarmıhta iken akan kanını temsil eder. Hıristiyan inancına göre Hz. İsa’nın kanı, O’nun günah içerisinde kurtulmayı bekleyen insanlığa olan sevgisinin sonucunda akmıştır. Bu durumda, Hz. İsa’nın akan kanı, ilahi sevgiyi temsil etmektedir ki; böylece, ‘kırmızı gül’ de Hz. İsa’nın ‘sevgisi’nin sembolü olmaktadır.
Dante’nin meşhur eseri Divina Comedia’da bu kana, ‘tertemiz ve samimi’ manasında ‘Saf Gül’ anlamına gelen ‘Rosa Candida’ denmektedir. Kırmızı gül, öldükten sonra yeniden dirilişin sembolü iken; beyaz gül, ölümün sembolü olacaktır.
Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi ile gülün bir arada kullanılması, Ortaçağ’da bir gizli tarikat olan ‘Gül-Haç’ tarikatinin de amblemi olacaktır. ‘Haçın ortasına yerleştirilen beş yapraklı gül’ olarak tasarlanan Gül-Haç’cıların ambleminde gül, aynı zamanda Hz. İsa’nın ‘kalbi’ni de temsil etmektedir. Diğer yandan, benzer bir şekilde ‘beş yapraklı gülün ortasında haç’ sembolü ise, Protestanlığın kurucusu olan Martin Luther’in şahsi mührü olacaktır.