Efsaneye göre Tanrı Türklere “yada” denilen bir sihirli taş armağan etmiştir. Yada’ya sahip olan kişi istediği zaman yağmur, kar, dolu yağdırır; fırtına çıkarabilirdi. Bu taş her devirde Türk kamlarının ve büyük Türk komutanlarının ellerinde bulunmuştu.
Yada hakkında ilk bilgiler Çin kaynaklarında yer almıştır: “Türklerin büyük ataları Hunların kuzeyinde bulunan So sülâlesiydi. Oymağın başbuğu Ananbu idi. Bunlar yetmiş kardeşti. Birincisi dişi kurttan türemiş olup adı Nişibu idi. Nişibu tabiat üstü özelliklere sahipti: yağmur yağdırıp fırtına çıkarabilirdi. İki karısı vardı. Diyorlar ki biri yaz ruhunun kızı, İkincisi de kış ruhunun kızı idi.”
İslâm kaynaklarında bu taştan “cada taşı” diye söz edilmiştir. En detaylı bilgiyi İbn-ül-Fakih 10. yüzyılda yazdığı kitapta vermiştir: “Horasan sınırlarında bulunan Türkler arasında istedikleri zaman yağmur, kar yağdıran ve fırtına çıkaran adamlar vardır. Türk hakanlarından biriyle oğlunun arası açılmış, oğlu adamlarıyla beraber doğuya gitmiş ve orada bir dağda bu taşı elde etmiş. Türkler bu taşla istedikleri zaman yağmur ve kar yağdırırlar”
Horasan emiri İsmail b. Ahmet şunları anlatmıştır: “Yirmi bin kişi ile Türklere karşı savaşa çıktım. Karşımızda altmış bin Türk vardı. Türklerin iri dolu yağdıracakları söylendi. Sabah olunca korkunç bulutlar üzerimizi kapladı. Herkes korktu. Ben iki rekât namaz kıldım. Tanrıya dua ettim. Biraz sonra korkunç bulutlar Türk ordusu üzerine çöktü. Müthiş dolu yağdı. Böylece Türkler mağlûp oldu.”
Yakutlar yada taşına sata derler. Yakutlara göre bu taş; at, inek, ayı, kurt gibi hayvanların içinde bulunur. En kuvvetli sata taşı kurdun karnından çıkarılandır. Bu taş ile şamanlar yağmur, yazın kar yağdırabilirler; müthiş fırtına estirirler. Sata taşı canlı bir cisimdir. İnsan kafasına benzer. Yüzü, gözü, kulağı, ağzı çok açık görülür. Bir yabancının eli dokunursa ölür, kuvvetini kaybeder. Bu taş yukarı kaldırılırsa derhal soğuk rüzgâr eser, yağmur veyahut kar yağar.