19. yüzyıl İspanya’sında varlıklı genç hanımlara evlerinin dışında daima biri gözetmenlik ederdi. Bu gözetmenler tutuculuklarıyla önlü, hanımların davranışlarını denetlemekle yükümlüydüler. Genç erkeklerle hava durumu, edebiyat ve politika gibi erdemli konuların dışına taşan sohbetler etmek yasak olduğundan, genç kızlar yelpazelerini kullanarak kendi iletişim araçlarını yaratmışlardı. Böylece üstü kapalı kur ve flörte yönelik bir dizi jest geliştirildi. Elbette bu jestlerin büyük bölümü sezgiseldi ama 19. yüzyıl sonu yelpaze üreticileri, belki de satışları arttırmak için, yelpaze dili “rehberleri” yayımlamaya başlamıştı.
Yelpazeyi göğüs üzerinde yavaşça hareket ettirmek: Bekârım.
Yelpazeyi göğüs üzerinde hızlı hızlı hareket ettirmek: Erkek arkadaşım var.
Yelpazeyi açıp kapadıktan sonra onu yanağa dokundurmak: Senden hoşlandım.
Yelpazeyi alına dokundurduktan sonra göğe doğru bakmak: Gece gündüz seni düşünüyorum.
Yelpaze ile burunun ucuna dokunmak: Bir terslik var (erkek onu memnun etmiyor, belki başkasıyla flört ediyor).
Yelpazeyle avuca vurarak, yana doğru yürümek: Dikkat, gözetmenim geliyor.
Yelpazeyi açıp kapadıktan sonra onunla işaret etmek: Beni burada bekle, birazdan geleceğim.
Ağzı yelpaze ile örtmek ve imalı bakmak: Öpücük yollamak.
Yelpazeyi kapalı taşımak ve sol elden aşağı sallandırmak: Erkek arkadaş arıyorum.
Hızla yelpazelenmek: Senden çok emin değilim…
Yelpazeyi hızla kapatmak: Babamla konuş…
Kapalı yelpazeyi kalbin üstüne götürmek: Seninle evlenmek istiyorum.
Yelpazeyi erkeğe vermek: Kalbim sana ait.
Yelpazeyi erkekten almak: Seninle artık işim kalmadı.
Yüzün bir bölümünü açık yelpaze ile örtmek: Artık birlikte değiliz.
Yelpazeyi düşürmek: Acı çekiyorum ama seni seviyorum.
Yelpazeyle sol ele vurmak: Senden hoşlanıyorum.
Başka yöne bakmak: Düşünüyorum…
Yelpazeyle sağ ele vurmak: Senden nefret ediyorum.
Yelpazeyle elbiseye vurmak: Kıskanıyorum.
Kapalı yelpazeyi sol yanağa götürmek: Seninim.