Ruh tahtaları olarak da bilinen Ouija tahtaları, birçok kimsenin ilgisini çeken bir araçtır. Bunu tabii bir tür oyun olarak görmek de mümkündür. Kennard Novelty firması tarafından 1800’lerin sonlarında piyasaya sürülen Ouija tahtaları, insanların ruh çağırmaya olan merakından dolayı hızla popüler hâle gelmişti.
Ouija tahtalarının bazı kuralları vardır. Bunlar aslında kullanıcılar için birer uyarı niteliğindedir. Mesela oyunu asla tek başınıza oynamamanız ve kendi ölüm tarihiniz hakkında bir şey sormamanız gerekir. Popüler kültürde Ouija kullanıcılarının kurallara uymadıkları için gerçekleştiği söylenen birçok hikaye vardır. Bu hikayelerden biri de iblis ZoSo’yla (ZoZo olarak da yazılır) ilgilidir. Efsanelere göre bu varlık insanlara zarar vermek için Ouija tahtalarını kullanır. Onun adını yüksek sesle söylemek sakıncalıdır. Çünkü adını duyunca mutlaka oraya gelir.
Aslında ZoSo’nun geçmişi hiç de sanıldığı kadar eskilere dayanmaz. Bu varlıktan ilk kez Jacques Auguste Simon Collin de Plancy 1818’de yazdığı kitapta söz etmiştir. Yazar üç şeytanın bir kızı ele geçirdiğine dair bir olay anlatmış, bunlardan birinin adının da ZoSo olduğunu yazmıştır.
Tabii Zoso deyince birçok müzikseverin aklına gelen ilk şey, Led Zeppelin’in dördüncü albümüdür. Bu albümün kapağında grubun adı ya da albüm adı yoktur. Bunun yerine dört sembol vardır. Grup üyelerini temsil eden bu sembollerden biri de ZoSo’dur. Bunu grubun gitaristi Jimmy Page’in kendisi için seçmiştir. Bence bu seçimi yaparken Page’in aklında ünlü Blues sanatçısı Robert Johnson vardı. 1938’de 27 yaşında ölen Robert Johnson hakkında bir sürü rivayet bulunur. Anlatılanlara göre aslında çok da iyi bir gitarist olmayan Johnson bir ara ortadan kaybolur. Geri döndüğünde ise inanılmaz tekniğe sahip mükemmel bir gitarist hâline gelmiştir. Onun ruhunu şeytana sattığı ve bu sayede ustalaştığı anlatılır. Page de sanırım ZoSo’yu kendisine sembol olarak seçerek bu efsaneye bir göndermede bulunmuştu.