İngiliz dilinin kaynağını, Büyük Britanya’yı işgal eden Anglelar, Saxonlar ve Jutelardan oluşan Germen kabilelerinin dilleri oluşturur. Dolayısıyla Eski İngilizce’deki şiirler İngiltere’yle değil, Avrupa ile ilgilidir. O dönemde yazılan şiirlerin yazarları belli değildir. Bunları yazan ozanlara “Gleeman” ya da “Scop” denilirdi. Bu şiirlerde Hıristiyanlığın izleri görüldüğü gibi putlara tapınmanın izleri de vardır. Büyük Britanya’nın yağmurlu, sisli ve soğuk olması Eski İngiliz şiirine doğanın kasvetli ve korku uyandıran tarafı ile yansımıştır. Onun için uğuldayan karanlık ormanlar, ürkütücü kayalıklar, fırtınalı denizler anlatılır.
Eski bir İngiliz şiiri olan Beowulf, Germenler daha İngiltere’ye gelmeden, büyük bir olasılıkla 8. yüzyılda adı bilinmeyen bir ozan tarafından yazılan ve 7. yüzyılda geçen olayları aktaran bir şiirdir. Anlatılan olaylar İskandinavya’da geçer. Danimarka kralı Hrothgar’ın Heorot isimli büyük bir salonu vardır. Burada insanların neşe içinde vakit geçirmesi canavar Grendel’i çok kızdırır. Sonunda bir gece herkes uykudayken Grendel oraya saldırıp Hrothgar’ın adamlarının çoğunu öldürür. Bunun üzerine kral, Beowulf’tan yardım ister. Hemen harekete geçen Beowulf, Grendel’ı öldürür. Ancak Grendel’ın annesi bu duruma çok kızar. İntikam için Heorot’a saldırır ve Hrothgar’ın en sadık savaşçılarından biri olan Aechere’yi vahşice öldürür. Bunun üzerine Beowulf, zorlu bir mücadeleden sonra onu da öldürür. Beowulf memleketine dönünce kral olur. Elli yıl sonra adamın biri, Earnanaes’deki bir ejderhanın yuvasından altın bir kupa çalar. Ejderha öfkeye kapılır ve çevresindeki her şeyi yakar. Beowulf ve savaşçıları ejderhayla savaşmaya gider. Beowulf, ejderhayı öldürmeyi başarsa da ağır bir şekilde yaralanır ve kısa bir süre sonra da ölür.
Beowulf hayali bir karakter olsa da yardımcı karakterler İskandinav kaynaklarında yer almaktadır. 1874’te İsveç’te yapılan bir kazıda MS 575 tarihine ait bir mezar bulundu. Araştırmacılar bunun savaşçı kral Beowulf’a ait olabileceğini düşünmektedirler.
