Arcadia, Antik Yunanistan’da Mora Yarımadası’nın merkezinde yer alan dağlık bir bölgedir. Burası doğal güzellikle ilişkilendirilen şiirsel bir mekandır. Kayıp, cennetsel bir yaşamı temsil eden Arcadia genellikle ideal mutluluğu, doğadan gelen huzuru sembolize eder.
Arcadia temasını ortaya çıkaran kişi, 1530’da 72 yaşında ölen İtalyan şair Jacopo Sannazaro’dur. Arcadia isimli kitap 1504’te Napoli’de yayımlanır. Kitapta Napoli’de yaşayan ve sevdiği kadından aşkına karşılık bulamayan bir adamın hikayesi anlatılır. Kalbi kırık adam şehirden ayrılır ve kırsal bir bölgede (Arcadia) yaşamaya başlar. Sevdiği kadının öldüğünü öğrenince de üzüntü içinde Napoli’ye geri döner. Bu, Rönesans Avrupa’sında uluslararası başarı kazanan ilk pastoral çalışmaydı. Bu eserin düzyazı ve dizeden oluşan yeni yapısı, ona büyük bir özgünlük kazandırmıştı.
Arcadia teması ressamlar arasında da büyük bir ilgi gördü. Çoğu resimde bir köşede mutlaka bir mezarın önünde durup düşünen çobanlar bulunurdu. Bu, Arcadia kadar büyüleyici bir ortamda bile ölümün var olduğunu göstermek için kullanılırdı. Mezar taşında şu yazılı olurdu: “Et in Arcadia Ego” (Ben her zaman varım, Arcadia’da bile)
