Çoğu mantar türü bir gecede ortaya çıkar ve hızla büyür. Bu nedenle beklenmedik şekilde ortaya çıkıp hızla yayılan şeyler için “mantar gibi ortaya çıktı” denir. Bu özelliğinden dolayı mantar, hızlı büyümenin sembolüdür.
Eski zamanlarda Litvanya’da mantarlar, ölüm tanrısı Velnias’ın parmakları olarak kabul edilirdi. Mantar, fakirlerin ormanda rahatlıkla bulabileceği bir besin olduğu için; Velnias’ın fakirleri beslemek için ölüler dünyasından parmaklarını uzattığına inanılıyordu.
Mantarın şeklinden dolayı sahip olduğu bir sembolik anlam daha vardır. Fakat bunun için önce kundaliniden söz etmem gerekiyor. Hinduizm’de Kundalini, omurgamızın alt bölümünde yer aldığına inanılan ilahi dişil enerjidir. Bu enerji, tantrik uygulamalarla geliştirilip uyandırılırsa, ruhsal kurtuluşa yol açtığına inanılır. Kundalini, vücuttaki çok özel ‘merkezler’ kullanılarak çağrılır ve vücudumuzda bir su gibi akar. Sahip olduğumuz potansiyel enerjinin açığa çıkmasını engelleyen barajın duvarlarını yıkar ve asıl enerjimizi açığa çıkarır. Mantar işte bu enerjinin yâni kundalini enerjisi ve kundalini deneyiminin sembollerinden biridir. Mantarın gövdesi, omurgayı temsil eder. Bu gövdenin tepesindeki başlık ise aydınlanmanın sembolüdür.
En ikonik mantar ise Amanita muscaria’dır. Zehirli bir tür olan Amanita muscaria, sinek mantarı olarak da bilinir. Kırmızı-beyaz benekli karakteristik görüntüsü, onu popüler kültürde en çok tanınan mantar yapmıştır.
Amanita muscaria, cüceleri ve perileri tasvir eden resimli çocuk kitaplarında çok sık kullanılır. 1940 yapımı Disney’in Fantasia isimli animasyon filminde de dans eden mantarlar bu türdendir. Şirinler’in (Smurfs) yaşadığı köy, sinek mantarı evlerden meydana gelmektedir.