İçeriğe geç
Anasayfa » Sözlük » Simya sembolleri

Simya sembolleri

    Simya, bazen bir bilim dalı olarak bazen de bir felsefe dalı olarak tanımlanan, Avrupa, Asya ve Afrika’ya kadar yayılmış bir çalışma alanıdır. Simyacıların üç ana hedefi vardı:

    1) Felsefe Taşı’nı yaratmak (kurşunu altına dönüştürebildiği ve kullanıcıya sonsuz yaşam verdiği söylenen efsanevi bir madde)

    2) Sonsuz gençlik ve sağlık iksiri yaratmak

    3) Metalleri dönüştürmek (tabii bu dönüştürmek işleminin asıl amacı altına dönüştürmekti)

    Gerçekleşmesi asla mümkün olmayan bu hedeflerden birini bile başarmak, insanlık tarihini derinden etkilerdi. Elbette bunu yapan simyacı da büyük bir servete sahip olur, adını tarihe yazdırırdı. Bazı simyacılar bu hedeflere ulaştıklarını iddia ederek insanları kandırmaya çalıştılar. Bu tür hilebâzlar nedeniyle de simyaya duyulan saygı azaldı. Simyacılık bir sahtekârlık türü olarak görülmeye başlandı.

    Simyanın başlangıcından itibaren çeşitli semboller simyacılar tarafından kullanıldı. Simya sembolleri, bir elementin niteliklerinin yanı sıra o elementin geçmişine dair ipuçları da içeriyordu. Simyacılık ömür boyu süren bir işti. Simyacılar elde ettikleri çok gizli bilgileri simyacı olmayanlardan korumak için simya sembolleri kullanıyorlardı. Yâni bu sembolleri kullanmalarının en büyük sebebi gizlilikti.

    Erken dönem simyasına ait bilgilerin çoğu astrolojiden alınmıştı. Bundan dolayı da birçok simya sembolü, gezegenler ve diğer gök cisimleriyle ilişkiliydi. Simya sembolleri 18. yüzyıla kadar kullanılmaya devam etti ve zaman geçtikçe daha standart hale geldi.

    Tria prima olarak da bilinen üç asal, 16. yüzyılda İsviçreli filozof Paracelsus tarafından bulundu. Paracelsus, Tria prima’nın hastalığa neden olan tüm zehirleri içerdiğine inanıyordu. Bunları inceleyen bir simyacının hastalıkların tedavisini bulacağını düşünüyordu. Ayrıca tria prima’yı insanlarla da ilişkilendirmişti. Bundan dolayı her bir unsuru insan kimliğinin farklı bir kısmına atadı. Tria Prima’yı oluşturan unsurlar Cıva, Tuz ve Kükürt’tü.

     

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir